Devlet Bahçeli'den CHPlilere Sert Mesaj: 'Siyasi Komada ve Karanlık Bir Gelecek Bekliyor'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP İstanbul teşkilatının görevden alınması üzerine bir mesaj yayımladı. Bahçeli, gündeme dair görüşlerini aktarırken Özgür Özel’i de eleştirdi. Bahçeli, "Terörsüz Türkiye" sürecinde SDG/YPG'ye yönelik sert uyarılarda bulundu.

MHP'nin lideri Devlet Bahçeli, CHP İstanbul İl Yönetimi'nin görevden alınması sonrası yaptığı açıklamalarında, partiyi sert sözlerle eleştirerek "CHP pes etmiş, duraklama dönemine girmiş, kayıtsız kalmış ve siyasi açıdan derin bir çıkmaza girmiştir." dedi. Ayrıca "Terörsüz Türkiye" sürecine de atıfta bulunarak, Suriye’nin kuzeyindeki SDG/YPG unsurlarının anlaşmalara uymadığı takdirde Türkiye'nin askeri müdahale hakkının doğacağını vurguladı.

"ORMANDA BİR SIR GİBİ DURUYOR"
Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, özgün ve sağduyulu bir siyaset anlayışının, yaşanan toplumsal olayların bilincine varmış bireylerin oluşturmasının önemine dikkat çekti. Bu bağlamda, kendisinin de bu dönemdeki beklentilerinin bu şekilde olduğunu ifade etti:
"PKK'nın kongresini gerçekleştirip fesih sürecini tamamlaması ile birlikte, bazı PKK mensuplarının 11 Temmuz'da silahlarını yakması, temkinli bir iyimserlik oluşturdu. Ancak o günden bugüne gözlemlenen duraksama, zaman kazanma çabası ve bazı durumlarda telaşı veya kurnazlıkları pek gözden kaçmamıştır. İptal edilen PKK terör örgütü mensuplarının adım adım SDG/YPG'ye katılıp katılmadıkları ise net olarak ortaya çıkmış bir muammadır. 27 Şubat 2025 tarihinde PKK'nın kurucu lideri tarafından yapılan 'Barış ve Demokratik Toplum' çağrısı, bölücü terör örgütünün tüm unsurları için bağlayıcıdır. SDG/YPG bu çağrının dışında tutulamaz."
"SDG/YPG İSRAİL'İN KÜRSÜSÜNDEDİR"
"Bölücü terör örgütü ve onun bileşenlerinin tamamı, onların liderleri nezdinde sadakat testine tabi tutulmaktadır. Yakın zamanda bu durumun siyonist anlayış mı, yoksa İmralı'nın mı belirleyeceği iyi anlaşılacaktır." şeklinde yorumda bulunan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
"PKK'nın lideri İmralı’ya SDG/YPG'nin bağlılık göstermesi ve 27 Şubat çağrısına uyması, herkesin menfaatine olduğu kadar terörsüz bir gelecek ve bölgesel barış için büyük katkı sağlayacaktır. Terör devleti olan İsrail, Suriye’nin parçalanması yönünde sürekli adım atmakta. Görülen odur ki, SDG/YPG İsrail'in etkisi altındadır. YPG'li terörist lider Mazlum Abdi'nin Almanya'daki 'Rojavalı Gençler Ulusal Konferansı'na gönderdiği video mesajında, Suriye’nin kuzeydoğusundaki ateşkesin sürmeyeceği, çatışmaların yeniden başlayabileceği tehdidinde bulunması, hain planlar gerçekleştirmek için pusuda beklediklerini göstermektedir.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın 10 Temmuz 2025 tarihinde, 'Hepimizin bir araya gelmesi ve şu sonuca varmaları gerekiyor. Tek millet, tek ulus, tek ordu, tek Suriye' ifadesinden hemen sonra, 'SDG'ye bağımsız bir devlet kurma yükümlülüğümüz yok. SDG dediğimiz YPG'dir. YPG, PKK'nın bir türevidir. Suriye bu bağlamda, federal bir sistemle yönetilemez.' açıklamaları ne kadar haklıysa, 30 Ağustos 2025 tarihinde yapılan, 'PKK Türkiye tarafından terör örgütü olarak tanımlanmıştır. ABD de PKK'yı yabancı bir terör örgütü olarak tanımıştır. Ama artık PKK ile bağlantısı olmayan başka bir yapı var, SDG ve YPG. Bunlar IŞİD'le mücadelede bizim müttefikimizdir. Ancak kökenleri PKK'ya dayanmaktadır.' ekranları yansıtan açıklamalar, o kadar da hassas değildir."
"ASKERİ MÜDAHALE KAÇINILMAZ HALE GELEBİLİR"
Bahçeli, şöyle bir değerlendirme yaptı:
"Türkiye Cumhuriyeti, komşularında gelişen olumsuz olaylara karşı dur diyebilecek güç, caydırıcılık ve kabiliyete sahiptir. SDG/YPG'nin Suriye yönetimi ile 10 Mart 2025 tarihinde imzaladığı mutabakat zaptına uyması ve gerekli adımları atması zorunludur. Aksi halde, Ankara ve Şam arasında askeri bir müdahale kaçınılmaz hale gelecektir. Eğer söz, yapılanları gerçekleştiremiyor ise, tarihin tanıklığı ile pek çok kahramanlık hikayesi yazılabilir. 'Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge' hedefi, tarihin, kardeşlik hukuku, kader ortaklığı ile üzerinde yaşadığımız geniş coğrafyanın yeniden diriliş ve toparlanma kararıdır. Bu kararın tahrip edilmesi, kısaca temelinden sarsılması girişimleri pişmanlığa neden olacaktır. Kürt kardeşlerim bu oyunun bilincindedir. Hiçbir Kürt kardeşim siyonizmin pençesine düşmeyecek ve soykırımcıların sinsi emellerine kurban gitmeyecektir. Suriye’de yaşayan Türkmenler, Kürtler, Araplar ve diğer unsurlar kardeşimizdir ve kurulu düzenler hep birlikte parçalanacaktır.

"ÖZGÜR ÖZEL AKIL TUTULMASININ KİLİDESİDİR"
Bahçeli, çevrede yaşanan olayların yoğun olduğu bu dönemde CHP Genel Başkanı'nın Sinop'ta yaptığı konuşma ve içeriğinin "rezaletin ötesinde bir durum" olduğunu ifade ederek sözlerine devam etti:
"Özgür Özel, akıl tutulması içinde olduğunu kanıtlamıştır. Bu patolojik durumu aynen şöyle özetliyor: 'Ben de Büyük Taarruz emrini veren, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan kişi olmak istiyorum. Savaş kazanan kumandan olmak istiyorum.' Bu ruh hali ile dolup taştığı açık olan cümlelerin muhatabını sağlıklı düşünür birisi olarak değerlendirmek mümkün değildir. Demokrasi adına yürüyüş yapmaktan söz eden, Cumhur İttifakında sorun varmış gibi gürültü çıkaran Özgür Özel'in engellerle dolu yolda bizim hak ve hakikat yolumuzla kesişeceği hayal bile edilemez. Sivil toplum ve demokratik mücadele içerisinde olan bir partinin başkanının düşmanlarının kim olduğunu, kime karşı mücadele edeceğini, hangi savaşı kazanmak istediğini ve kumandanlık görevini nasıl üstleneceğini net bir şekilde ortaya koyması gerekiyor."
"ÖZGÜR ÖZEL DÜŞMAN ARIYORSA ETRAFINA BAKMALI"
Kendisi dışındaki tüm bireyleri düşman olarak gören bir siyaset yaklaşımının "1930’lar ve 1940’ların Hitler zihniyetine benzer bir skandal" olduğunu belirten Bahçeli, "Türkiye'de düşman arayan Özgür Özel'in derhal bir sağlık kuruluşuna başvurması ya da gerçek anlamda düşman arıyorsa etrafına bakması gerektiğini düşünüyoruz." dedi.
Bahçeli, "Sinop'ta savunma sanayisindeki tarihi atılımları haksız yere eleştiren tavrı, yalnızca balıkları değil, vatanı ve milleti düşünmeyen bir işbirlikçi ve kimliksiz politiğin sıradan sözleri olarak kalacaktır. Özgür Özel'in füze denemelerinden şikayet etmesi, yabancı turistlerin kafalarının üzerinden füzelerin fırlatıldığını iddia etmesi, neredeyse sahilde gözlem yaptığı izlenimini taşıyarak balıkların yuvalarından kaçtığını mizahi unsurlarla gündeme getirmesi, basitçe boş bir konuşmanın ve çelişkili düşüncenin alametidir. Emperyalizmin oltasına kapılan Özgür Özel çıldırsa da, o füze denemeleri devam edecektir. Uykuları kaçarak gerilim içinde olsa da Türkiye, milli savunma alanında kararlı adımlar atmaya devam edecektir." şeklinde bir değerlendirmede bulundu.
"CHP SİYASİ ÇIKMAZA GİRMİŞTİR"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, son olarak şunları ifade etti:
"Aziz Atatürk'ü anladığını düşünen, fakat tamamen yanlış yorumlayan bu kişinin, Milli Mücadele yıllarında vatanımıza musallat olan müstevi emellerden bir farkı yoktur. CHP pes etmiş, duraksamış, kayıtsız kalmış ve siyasi açıdan derin bir çıkmaza girmiştir. Bu ilkesiz siyasi zihniyetin öncelikle, yüzyılın en büyük rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk davasıyla yüzleşmesi ve bunun demokratik yollarla hesap vermesi adaletin gereğidir. Umut ediyoruz ki yeni adli dönemde görülecek yolsuzluk davalarının iddianame hazırlanmasına hızla geçilecek ve kimin suçlu kimin masum olduğunu hukuki olarak netleştirmek için gereken adımlar atılacaktır. CHP'nin geleceği karanlık, millet nezdindeki itibarları sıfıra inmiştir. Allah'ın izniyle Cumhur İttifakı, geleceğin güçlü devletini kuracak ve bağımsızlık ile egemenlik haklarımızı sonuna kadar koruyacaktır."